Hasan YILMAZ
Köşe Yazarı
Hasan YILMAZ
 

Portakal İşte Orada Kal!

Uçurumun kenarında yıkık bir memleket. Savaşlardan bir harp düşmüş varını yokunu, evladını kaybetmiş bir halk. Bir yanda küllerinden yeniden doğan, muhasır medeniyetler seviyesine yükselen memleketin, kurucu babası Gazi Mustafa Kemal Atatürk. * Efendim evvela dedelerini Kurtuluş Mücadelesinde (Halil Bey / Ali Bey) şehit vermiş Kuvay-i Milliye’ci geleneğe tamamen bağlı bir ailenin evladı olarak, Türkiye Cumhuriyet’inin küllerinden doğuşunun destanını kaleme almaktan onur ve gurur duyuyorum. 1071’den (Malazgirt Zaferi) bugüne Anadolu’nun kapılarının biz Türklerin açmasıyla birlikte ebediyen yurdumuz olarak kalacak olan Anadolu coğrafyası, coğrafi konumu haricinde tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirile bileceği geniş havzalara, madenlere (kömür, kalsit, bor…)  Ve ovalara sahip olmasıyla birlikte daima Dünya’nın gözünü bizim topraklarımıza çevirmiştir… * 1920’lerin sonları 1930 yılların başında memleketimiz, tarımsal ürünlerin sanayiye dönüşümü ile birlikte başlattığı büyük sanayi hamlesi sonucunda bir kuruş dahi cebimizden çıkmadan hatta ve hatta Osmanlı Devletinden kalma dış borçlarımızın bile ödenmesinde büyük rol oynayan, kurucu babamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün dehası sayesinde uçurumun kenarında yıkık, harap bir memleketin muhasır medeniyetler seviyesine yükselmesinin temel yapı taşıdır portakal. * Yıl 1930 İtalya’dan memleketimize getirilerek Mersin, Antalya, Ege Bölgesinin bazı şehirlerinde aşılanarak yetiştirilmeye başlanılan, İskenderun Demir Çelik fabrikasını, Nazilli Basma fabrikasını, Kayseri Sümerbank tekstil fabrikasını, Şişecam fabrikasını, Aliağa rafinerisi ve daha onlarca fabrikamızın Rus’lar ile yaptığımız antlaşmalar neticesinde portakal ile ödeme karşılığında yapılırken, tarım alanında da Türkiye sanayi devriminin getirdiği modern tarıma geçiş evresinde büyük adımlar atıyor, eğitim alanında ise köylüyü köyde tutarak Hasan Oğlan Köy Endüstrilerini kurup “çiftçilik, hayvancılık, sanayi, sanat, sağlık… “ eğitimleriyle memleketi Avrupa standartlarının üstüne taşıyor hatta Avrupa da dahi olmayan Kadınlara Seçme ve Seçile Bilme hakkını sağlayarak adeta Dünya’ya meydan okuyordu… * Efendim bizim memleketin muhasır medeniyetler seviyesine yükselme hikayesi tarımsal üretim ile işte böyle başladı. Kurtuluşu yine tarımsal üretim ile bulacaktır. Evet topraklarımızı zehirlediler, çiftçimizi yerle yeksan eylediler ama yüreğimizde ki vatan sevdasını bitiremediler…
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2024 - Perşembe
Hasan YILMAZ

Portakal İşte Orada Kal!

Uçurumun kenarında yıkık bir memleket. Savaşlardan bir harp düşmüş varını yokunu, evladını kaybetmiş bir halk. Bir yanda küllerinden yeniden doğan, muhasır medeniyetler seviyesine yükselen memleketin, kurucu babası Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

*

Efendim evvela dedelerini Kurtuluş Mücadelesinde (Halil Bey / Ali Bey) şehit vermiş Kuvay-i Milliye’ci geleneğe tamamen bağlı bir ailenin evladı olarak, Türkiye Cumhuriyet’inin küllerinden doğuşunun destanını kaleme almaktan onur ve gurur duyuyorum. 1071’den (Malazgirt Zaferi) bugüne Anadolu’nun kapılarının biz Türklerin açmasıyla birlikte ebediyen yurdumuz olarak kalacak olan Anadolu coğrafyası, coğrafi konumu haricinde tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirile bileceği geniş havzalara, madenlere (kömür, kalsit, bor…)  Ve ovalara sahip olmasıyla birlikte daima Dünya’nın gözünü bizim topraklarımıza çevirmiştir…

*

1920’lerin sonları 1930 yılların başında memleketimiz, tarımsal ürünlerin sanayiye dönüşümü ile birlikte başlattığı büyük sanayi hamlesi sonucunda bir kuruş dahi cebimizden çıkmadan hatta ve hatta Osmanlı Devletinden kalma dış borçlarımızın bile ödenmesinde büyük rol oynayan, kurucu babamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün dehası sayesinde uçurumun kenarında yıkık, harap bir memleketin muhasır medeniyetler seviyesine yükselmesinin temel yapı taşıdır portakal.

*

Yıl 1930 İtalya’dan memleketimize getirilerek Mersin, Antalya, Ege Bölgesinin bazı şehirlerinde aşılanarak yetiştirilmeye başlanılan, İskenderun Demir Çelik fabrikasını, Nazilli Basma fabrikasını, Kayseri Sümerbank tekstil fabrikasını, Şişecam fabrikasını, Aliağa rafinerisi ve daha onlarca fabrikamızın Rus’lar ile yaptığımız antlaşmalar neticesinde portakal ile ödeme karşılığında yapılırken, tarım alanında da Türkiye sanayi devriminin getirdiği modern tarıma geçiş evresinde büyük adımlar atıyor, eğitim alanında ise köylüyü köyde tutarak Hasan Oğlan Köy Endüstrilerini kurup “çiftçilik, hayvancılık, sanayi, sanat, sağlık… “ eğitimleriyle memleketi Avrupa standartlarının üstüne taşıyor hatta Avrupa da dahi olmayan Kadınlara Seçme ve Seçile Bilme hakkını sağlayarak adeta Dünya’ya meydan okuyordu…

*

Efendim bizim memleketin muhasır medeniyetler seviyesine yükselme hikayesi tarımsal üretim ile işte böyle başladı. Kurtuluşu yine tarımsal üretim ile bulacaktır. Evet topraklarımızı zehirlediler, çiftçimizi yerle yeksan eylediler ama yüreğimizde ki vatan sevdasını bitiremediler…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hasathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.