“Bizim toprağımız, bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimiz”

Tarım 05.12.2024 - 14:51, Güncelleme: 05.12.2024 - 14:51 2550 kez okundu.
 

“Bizim toprağımız, bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimiz”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
“Toprak, kimileri için üzerine onlarca kat bina inşa edilebilir bir arsa, kimileri için bir yerden bir yere en kısa sürede üzerinde ulaşım sağlanan kara parçası, kimilerine göre de dededen kalma tapularla zenginliktir. Toprak, çiftçilerimiz için ise geçimini sağladığı, üretimini sürdürdüğü ekmek teknesidir. Böylesine büyük bir öneme sahip olan ve türkülerde sadık yar olarak adlandırılan toprak erozyondan tuzlaşma- asitleşme- betonlaşma ve kirliliğe varıncaya kadar insanoğlu tarafından birçok yanlışlığa layık görülüyor. Toprağa saygı göstermeden, sağlıklı ve sağlam bir topluma sahip olmak imkânsızdır. Toprak bizlere atalarımızın mirası değil, geleceğimiz olan çocuklarımızdan aldığımız ödünçtür. Kısacası bizim toprağımız, bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimizdir.  Birleşmiş Milletler her yıl 5 Aralık Dünya Toprak Günü için bir slogan belirlemekte ve bu çerçevede etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yıl için belirlenen tema ise ‘Toprak bakımı: ölçün, izleyin, yönetin’dir. Birleşmiş Milletler bu yılki slogan ile sürdürülebilir toprak yönetimi konusunda bilinçli karar vermeyi desteklemekte, doğru toprak verilerinin ve bilgilerinin önemini vurguluyor.”   “Dünya topraklarının yüzde 33’ü bozuldu” “Toprak bozulması biyolojik, kimyasal ve fiziksel sebeplerden oluşur. Dünya topraklarının yaklaşık yüzde 33'ü orta ila yüksek derecede bozuldu. Bu bozulmuş toprakların yüzde 40'ı Afrika'da ve geri kalanının çoğu da yoksulluk ve gıda güvensizliğinden etkilenen bölgelerde yer alıyor.  Sağlıklı topraklar ile sürdürülebilir bir arazi ve toprak yönetimi olmadan iklim krizlerini engelleyemez, gıda üretemez ve değişen iklim koşullarına uyum sağlayamayız. Yeryüzünde yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri hava, güneş, toprak ve su arasındaki etkileşime bağlıdır. Tükettiğimiz gıdaların yüzde 95’inden fazlası bu dört temel kaynağın birbiriyle olan bağından elde ediliyor. Ancak, insan faaliyetleri nedeniyle havamız kirleniyor, topraklarımız bozuluyor ve su kaynaklarımız üzerinde aşırı baskı oluşuyor.”   “İklim değişikliği toprağı da etkiliyor!” “İnsanların tarımı keşfetmesiyle başlayan toprak kullanım sürecinin, 20. yüzyılda artmasıyla topraklar zarar görmeye başladı. Erozyon, organik madde kaybı, toprak kirlenmesi, toprak asitleşmesi, toprağın betonlaşma ile örtülmesi (yapılaşma), biyoçeşitliliğin azalması, toprak sıkışması, tuzlanma, taşkın ve toprak kaymaları gibi hususların yanı sıra iklim değişikliği de toprağa zarar veriyor. İnsan faaliyetlerinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen olaylar toprak ekosisteminde yer alan canlıların yaşamını doğrudan etkiliyor.  Özellikle kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim özelliklerine sahip bölgeler çölleşme riski altındadır.”   “Son 20 yılda 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik” “Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor. Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliğiyle verimli kullanımı da sağlanamıyor. Nitekim ülkemizde uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2004-2023 döneminde 26 milyon 593 hektardan 23 milyon 971 hektara geriledi. Yani 20 yıllık bir süreçte 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik. Ülkemizde son 10 yılda tarım alanlarımızda yüzde 0,1 oranında artış olsa da en fazla tarım arazisine sahip olan Konya ilinde, son 10 yılda tarım alanları yüzde 1,5 azaldı. Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Ankara’da ve Şanlıurfa’da yüzde 4,9, Sivas’ta yüzde 3,1, Yozgat’ta yüzde 3 oranında azaldı. Diğer taraftan ülkemizde 39 ilde tarım arazisi alanında artış gerçekleşirken, 42 ilde azalma gerçekleşti.”   “Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon ha koruma altına alındı” “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarım arazilerinin korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılıyor, çeşitli Kanunlar çıkarılıyor. Birlik olarak tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek, parçalanmanın önüne geçecek çalışmaları her zaman destekliyoruz. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon hektar koruma altına alındı. Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz. Yine Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan yüzbinlerce çiftçinin yıllardır bekleyen ve yılan hikâyesine dönen sorunuyla ilgili olarak, Birliğimiz geçmiş yıllarda yoğun çaba gösterdi. Bu kapsamda 2023 yılında 14 bin 800 olmak üzere bugüne kadar 80 bin 400 çiftçiyle 130 bin hektar yüzölçümlü Hazine arazisi için kira sözleşmesi imzaladı. Ayrıca, 2023 yılında tarım arazilerinin hak sahiplerine satışında 11 bin hak sahibine, 8 bin adet taşınmaz satışı yapıldı ve toplamda 118 bin hak sahibine 88 bin adet taşınmaz satışı gerçekleştirildi.”   “Tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü” “Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyona bağlı tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan anormal artışlar tarımsal üretimde yeterli geliri elde edemeyen üreticilerin tarımsal üretimden kopmasına ve arazilerini elden çıkarmalarına neden oluyor. Diğer taraftan son yıllarda giderek popüler hale gelen, insanlara şehirden uzakta yaşamayı cazip gösteren hobi bahçesi, tiny house, bungalov ev benzeri yaşama alanları, tarım arazilerinin parçalanmasına ve çarpık yapılaşmanın oluşmasına neden oluyor.  Kısacası tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü. Değerinin üzerinde fiyatlarla satılan arazileri bölge insanı alamıyor. Bu tür satışlar tarım dışı amaç için arazi almak isteyenlerin işini kolaylaştırmış, arazilerin farklı amaçlarla kullanımının önünü açmıştır. Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımının engellenmesi adına alınacak her türlü tedbirin yanındayız. Unutulmamalı tarımsal üretimin temeli topraktır. Öncelikle sahip olduğumuz toprak ve su kaynaklarına sahip çıkmalı ve bu bilinçle hareket etmeliyiz. Bu doğrultuda 5 Aralık Dünya Toprak Günü’nü kutluyor, var olan kaynaklarımızı geleceğimize sürdürülebilir olarak bırakabilmeyi temenni ediyorum.”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.

“Toprak, kimileri için üzerine onlarca kat bina inşa edilebilir bir arsa, kimileri için bir yerden bir yere en kısa sürede üzerinde ulaşım sağlanan kara parçası, kimilerine göre de dededen kalma tapularla zenginliktir.

Toprak, çiftçilerimiz için ise geçimini sağladığı, üretimini sürdürdüğü ekmek teknesidir.

Böylesine büyük bir öneme sahip olan ve türkülerde sadık yar olarak adlandırılan toprak erozyondan tuzlaşma- asitleşme- betonlaşma ve kirliliğe varıncaya kadar insanoğlu tarafından birçok yanlışlığa layık görülüyor.

Toprağa saygı göstermeden, sağlıklı ve sağlam bir topluma sahip olmak imkânsızdır. Toprak bizlere atalarımızın mirası değil, geleceğimiz olan çocuklarımızdan aldığımız ödünçtür. Kısacası bizim toprağımız, bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimizdir.

 Birleşmiş Milletler her yıl 5 Aralık Dünya Toprak Günü için bir slogan belirlemekte ve bu çerçevede etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yıl için belirlenen tema ise ‘Toprak bakımı: ölçün, izleyin, yönetin’dir. Birleşmiş Milletler bu yılki slogan ile sürdürülebilir toprak yönetimi konusunda bilinçli karar vermeyi desteklemekte, doğru toprak verilerinin ve bilgilerinin önemini vurguluyor.”

 

“Dünya topraklarının yüzde 33’ü bozuldu”

“Toprak bozulması biyolojik, kimyasal ve fiziksel sebeplerden oluşur.

Dünya topraklarının yaklaşık yüzde 33'ü orta ila yüksek derecede bozuldu.

Bu bozulmuş toprakların yüzde 40'ı Afrika'da ve geri kalanının çoğu da yoksulluk ve gıda güvensizliğinden etkilenen bölgelerde yer alıyor.

 Sağlıklı topraklar ile sürdürülebilir bir arazi ve toprak yönetimi olmadan iklim krizlerini engelleyemez, gıda üretemez ve değişen iklim koşullarına uyum sağlayamayız.

Yeryüzünde yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri hava, güneş, toprak ve su arasındaki etkileşime bağlıdır.

Tükettiğimiz gıdaların yüzde 95’inden fazlası bu dört temel kaynağın birbiriyle olan bağından elde ediliyor.

Ancak, insan faaliyetleri nedeniyle havamız kirleniyor, topraklarımız bozuluyor ve su kaynaklarımız üzerinde aşırı baskı oluşuyor.”

 

“İklim değişikliği toprağı da etkiliyor!”

“İnsanların tarımı keşfetmesiyle başlayan toprak kullanım sürecinin, 20. yüzyılda artmasıyla topraklar zarar görmeye başladı.

Erozyon, organik madde kaybı, toprak kirlenmesi, toprak asitleşmesi, toprağın betonlaşma ile örtülmesi (yapılaşma), biyoçeşitliliğin azalması, toprak sıkışması, tuzlanma, taşkın ve toprak kaymaları gibi hususların yanı sıra iklim değişikliği de toprağa zarar veriyor.

İnsan faaliyetlerinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen olaylar toprak ekosisteminde yer alan canlıların yaşamını doğrudan etkiliyor. 

Özellikle kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim özelliklerine sahip bölgeler çölleşme riski altındadır.”

 

“Son 20 yılda 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik”

“Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor.

Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliğiyle verimli kullanımı da sağlanamıyor.

Nitekim ülkemizde uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2004-2023 döneminde 26 milyon 593 hektardan 23 milyon 971 hektara geriledi.

Yani 20 yıllık bir süreçte 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik.

Ülkemizde son 10 yılda tarım alanlarımızda yüzde 0,1 oranında artış olsa da en fazla tarım arazisine sahip olan Konya ilinde, son 10 yılda tarım alanları yüzde 1,5 azaldı.

Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Ankara’da ve Şanlıurfa’da yüzde 4,9, Sivas’ta yüzde 3,1, Yozgat’ta yüzde 3 oranında azaldı.

Diğer taraftan ülkemizde 39 ilde tarım arazisi alanında artış gerçekleşirken, 42 ilde azalma gerçekleşti.”

 

“Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon ha koruma altına alındı”

“Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarım arazilerinin korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılıyor, çeşitli Kanunlar çıkarılıyor.

Birlik olarak tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek, parçalanmanın önüne geçecek çalışmaları her zaman destekliyoruz.

Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon hektar koruma altına alındı.

Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.

Yine Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan yüzbinlerce çiftçinin yıllardır bekleyen ve yılan hikâyesine dönen sorunuyla ilgili olarak, Birliğimiz geçmiş yıllarda yoğun çaba gösterdi.

Bu kapsamda 2023 yılında 14 bin 800 olmak üzere bugüne kadar 80 bin 400 çiftçiyle 130 bin hektar yüzölçümlü Hazine arazisi için kira sözleşmesi imzaladı.

Ayrıca, 2023 yılında tarım arazilerinin hak sahiplerine satışında 11 bin hak sahibine, 8 bin adet taşınmaz satışı yapıldı ve toplamda 118 bin hak sahibine 88 bin adet taşınmaz satışı gerçekleştirildi.”

 

“Tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü”

“Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyona bağlı tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan anormal artışlar tarımsal üretimde yeterli geliri elde edemeyen üreticilerin tarımsal üretimden kopmasına ve arazilerini elden çıkarmalarına neden oluyor.

Diğer taraftan son yıllarda giderek popüler hale gelen, insanlara şehirden uzakta yaşamayı cazip gösteren hobi bahçesi, tiny house, bungalov ev benzeri yaşama alanları, tarım arazilerinin parçalanmasına ve çarpık yapılaşmanın oluşmasına neden oluyor.

 Kısacası tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü.

Değerinin üzerinde fiyatlarla satılan arazileri bölge insanı alamıyor.

Bu tür satışlar tarım dışı amaç için arazi almak isteyenlerin işini kolaylaştırmış, arazilerin farklı amaçlarla kullanımının önünü açmıştır.

Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımının engellenmesi adına alınacak her türlü tedbirin yanındayız.

Unutulmamalı tarımsal üretimin temeli topraktır.

Öncelikle sahip olduğumuz toprak ve su kaynaklarına sahip çıkmalı ve bu bilinçle hareket etmeliyiz.

Bu doğrultuda 5 Aralık Dünya Toprak Günü’nü kutluyor, var olan kaynaklarımızı geleceğimize sürdürülebilir olarak bırakabilmeyi temenni ediyorum.”

Ankara HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hasathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.