Bu hastalık fark edilmezse ölümcül olabiliyor

Sağlık (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 16.05.2024 - 18:01, Güncelleme: 16.05.2024 - 18:02 3579+ kez okundu.
 

Bu hastalık fark edilmezse ölümcül olabiliyor

Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, hayat kalitesini düşüren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi
Medline Adana Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, böbrekler çalışmadığında elektrolitler ile atık sıvılar vücutta birikiyor ve bunların seviyesi yükseldikçe vücutta ölümcül sonuçlar doğurabilen sorunlar ortaya çıkmaya başladığını kaydetti. Ergin, hayati tehlike oluşturması nedeniyle tedavisi güç bir hastalık olan kronik böbrek yetmezliğinin ne kadar erken teşhis edilirse organ kayıpları ve hayati riskin de o derece azaltılmış olacağını söyleyerek uyarılarda bulundu. Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliği, böbreklerin işlevlerini yavaş yavaş kaybettiği uzun bir süreç olduğunun altını çizerek, “Hastalık, erken evrelerde özel bir belirti vermediği için farkındalığı görece olarak az olan hastalıklar grubunda yer alır. Oysa ki bu hastalık günümüzde tüm dünyada yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunu halini almıştır. Hastalığın tanısı için birtakım tahliller ve ultrasonografiye başvurulur. Tanı konduktan sonra ayrıntılı testler ve gerek olursa böbrek biyopsisi ile hastalığa yol açan sebep belirlenir. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 13’ünde ise herhangi bir neden tespit edilememektedir” dedi. Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı: "Hemodiyaliz tedavisi: Hastanın kanının vücut dışına alınıp hemodiyaliz cihazında bulunan ve içinden özel sentezli sıvı geçen filtreden geçirilip zehirli atıklardan ayrıldıktan sonra başka bir damardan hastaya geri verilme işlemidir. Periton diyaliz tedavisi: Hemodiyalizdeki filtre görevini hastanın kendi karın zarı görür. Bu tedavi görece olarak böbreklerin henüz tüm fonksiyonunu yitirmemiş, önceden karın zarı bütünlüğünü bozacak herhangi bir ameliyat geçirmemiş hastalarda uygulanabilir. Böbrek nakli: Kronik böbrek yetmezliğinde nakil, altın standart tedavidir ve en etkili yöntemdir. İlk tedavi seçeneği olarak başlanabileceği gibi, hemodiyaliz veya periton diyaliz tedavisi başlandıktan sonra da uygulanabilir ve canlı vericiden veya kadavradan bağış yoluyla gerçekleştirilir.” Rutin kontroller ihmal edilmemeli Ergin, hayat kalitesini düşüren, aynı zamanda büyük mali yük getiren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyleyerek, “Hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalığı olanlar, ailesinde kalıtsal kistik böbrek hastalığı veya böbrek taşı bulunanlar, obezite hastaları ve sigara kullananlar yüksek risk grubunda yer alırlar. Hastalar, rutin kontrollerini aksatmazlar ise sorun henüz klinik belirti vermeden fark edilebilir ve bu sayede de gerekli tedbirler alınabilir” diye konuştu. Uzm. Dr. Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin belirtilerini şu şekilde sıraladı: “Halsizlik, iştahsızlık, nefes darlığı, mide bulantısı, Kan basıncı dengesizliği, cilt renginde soluklaşma, nefeste çürük elma kokusu, bacaklarda ve göz kapaklarında ödem, İdrar miktarında azalma, idrar renginde değişiklik, gece yattıktan ortalama 2 saat sonra idrar ihtiyacı ile uyanmak.”
Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, hayat kalitesini düşüren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi

Medline Adana Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, böbrekler çalışmadığında elektrolitler ile atık sıvılar vücutta birikiyor ve bunların seviyesi yükseldikçe vücutta ölümcül sonuçlar doğurabilen sorunlar ortaya çıkmaya başladığını kaydetti. Ergin, hayati tehlike oluşturması nedeniyle tedavisi güç bir hastalık olan kronik böbrek yetmezliğinin ne kadar erken teşhis edilirse organ kayıpları ve hayati riskin de o derece azaltılmış olacağını söyleyerek uyarılarda bulundu.
Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliği, böbreklerin işlevlerini yavaş yavaş kaybettiği uzun bir süreç olduğunun altını çizerek, “Hastalık, erken evrelerde özel bir belirti vermediği için farkındalığı görece olarak az olan hastalıklar grubunda yer alır. Oysa ki bu hastalık günümüzde tüm dünyada yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunu halini almıştır. Hastalığın tanısı için birtakım tahliller ve ultrasonografiye başvurulur. Tanı konduktan sonra ayrıntılı testler ve gerek olursa böbrek biyopsisi ile hastalığa yol açan sebep belirlenir. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 13’ünde ise herhangi bir neden tespit edilememektedir” dedi.
Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
"Hemodiyaliz tedavisi: Hastanın kanının vücut dışına alınıp hemodiyaliz cihazında bulunan ve içinden özel sentezli sıvı geçen filtreden geçirilip zehirli atıklardan ayrıldıktan sonra başka bir damardan hastaya geri verilme işlemidir.
Periton diyaliz tedavisi: Hemodiyalizdeki filtre görevini hastanın kendi karın zarı görür. Bu tedavi görece olarak böbreklerin henüz tüm fonksiyonunu yitirmemiş, önceden karın zarı bütünlüğünü bozacak herhangi bir ameliyat geçirmemiş hastalarda uygulanabilir.
Böbrek nakli: Kronik böbrek yetmezliğinde nakil, altın standart tedavidir ve en etkili yöntemdir. İlk tedavi seçeneği olarak başlanabileceği gibi, hemodiyaliz veya periton diyaliz tedavisi başlandıktan sonra da uygulanabilir ve canlı vericiden veya kadavradan bağış yoluyla gerçekleştirilir.”

Rutin kontroller ihmal edilmemeli
Ergin, hayat kalitesini düşüren, aynı zamanda büyük mali yük getiren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyleyerek, “Hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalığı olanlar, ailesinde kalıtsal kistik böbrek hastalığı veya böbrek taşı bulunanlar, obezite hastaları ve sigara kullananlar yüksek risk grubunda yer alırlar. Hastalar, rutin kontrollerini aksatmazlar ise sorun henüz klinik belirti vermeden fark edilebilir ve bu sayede de gerekli tedbirler alınabilir” diye konuştu.
Uzm. Dr. Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“Halsizlik, iştahsızlık, nefes darlığı, mide bulantısı, Kan basıncı dengesizliği, cilt renginde soluklaşma, nefeste çürük elma kokusu, bacaklarda ve göz kapaklarında ödem, İdrar miktarında azalma, idrar renginde değişiklik, gece yattıktan ortalama 2 saat sonra idrar ihtiyacı ile uyanmak.”

Adana HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hasathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.