Yangına karşı rüzgar perdesi önerisi
Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, önemli olanın verilere göre tedbir alınması olduğuna işaret ederek şu ifadelere yer verdi:
"İklim krizi yani küresel ısınma sonucunda orman yangınları hem şiddet olarak hem sayısal olarak artacak gibi bağlantı kuruyoruz. Bu aslına temelden yanlış bir yaklaşım, çünkü iklim değişikliği senaryoları kapsamında sıcaklık 2040 senesine kadar şu kadar artacak iyi senaryo bu kötü senaryo bu şeklinde veriler verildiyse, bize düşen görev ormanlarımızı belirtilen tahminlerden en az etkilenecek şekilde korumak olur. Küresel iklim değişikliği var, orman yangınları artacak demek mühendisçe bir yaklaşım değil, bunun altını çizmek istiyorum. Depremde Anadolu için önemli sorunlardan bir tanesi, nasıl ki depremlerde 7 şiddetinde bir depreme dayanabilecek binalar yapmamız gerekiyorsa, yapılması gereken şey buna benzerdir. Japonya’da 8-9 şiddetinde deprem oluyor ama kimsenin burnu kanamıyor, binaların depreme dayanıklı şekilde yapılmasından dolayı bir sorun olmuyor. Orman yangınlarıyla iklim krizi arasında da böyle bir ilişkiyi tesis etmemiz lazım. Rüzgar şiddeti artacak, sıcaklıklar yükselecek, eğer iklim krizi senaryoları bunu söylüyorsa; bütün orman yangını stratejilerimizi bunun üzerinden almak zorundayız."
“İnsana yönelik yatırımı artırmamız gerekiyor”
Antalya’da orman yangınlarının büyük ölçüde kuzeyden gelen kurutucu rüzgarlar zamanında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, doğal afetleri önleme konusunda insana yapılacak yatırımın da önemli olduğunun altını çizdi.
Tuncay Neyişçi, "İklim değişikliği olsun ya da olmasın, bizim bu yangınları engelleyici tedbirler almamız lazım. Ağaçlardan rüzgar perdeleri yapılır, bu rüzgarın ormanımıza girmesini engellediğiniz zaman, iklim değişse de ormanlarımızı yangınlara karşı korumuş oluruz. İşin özü mühendislikse eğer veriler üzerinden stratejiler, politikalar ve uygulamalar geliştirmek zorundayız. İklim krizine karşı bütün yaşantımızı değiştirmemiz gerekiyor, iklim krizini çözecek olan insanlardır. Yüzde 90’ı insan kaynaklı olan doğal afette yine insan davranışlarını değiştirerek iklim krizi ile mücadele etmemiz gerekiyor, çünkü belirleyici olan biziz. Yangınlarda uçakların, helikopterlerin söndüreceğini söylüyoruz, büyük bir sebebi insan kaynaklı olan bir yangında insanlara yatırım yapmıyoruz. Antalya son günlerde önemli bir karar aldı, ormanlar içerisinde yangınların yoğun görülmeye başladığı zaman devriye hizmetlerini artırdı. Bu insanları caydırıcı bir kavramdır ve insanlara yöneliktir. Küresel iklim değişikliğiyle daha etkin mücadele için, insana yönelik yatırımı artırmamız gerekiyor" diye konuştu.
Rüzgar perdeleri ile rüzgarın hızı kırılabilir
Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, yangınları önlemek için yapılması gerekenleri ise şu şekilde özetledi:
"Orman yangınlarını önlemek için; ilk olarak ormanlarımızı özellikle kurutucu rüzgarlara karşı rüzgar perdeleri ile ihata etmemiz, orman içerisine girecek rüzgarın hızını kırmamız gerekiyor. İkincisi orman içindeki ince kuru yanıcı dediğimiz, küçük bir sigara izmaritinin büyük bir yangına neden olabileceği ince yanıcıları yangın mevsiminden önce değişik teknolojilerle ortamdan kaldırmamız gerekiyor. Eğer rüzgar gücü yok ise orman içinde ince yanıcı yok ise orman yangını görülme ihtimali yüzde 80 azalır. Bunlar yapıldıktan sonra helikopter veya uçak etkili olur. İklim değişikliği dediğimiz zaman sadece sıcaklık akla gelmesin, iklim birçok parametrenin ortak adıdır, rüzgar, nem, yanıcı miktarı vb. bunların hepsi yangının çıkmasına etkin olan ögelerdir. Bu durumda çok yönlü tedbirler almamız gerekiyor. Analitik olarak kafa yormamız gerekiyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün değişik kurumlardaki uzman insanları bir araya getirerek sorunun üstüne gitmemiz gerekiyor. Japonya’da deprem sırasında depremden önce ve sonra insanlar ne yapmaları gerektiğini çok iyi bilir, eğitimini almışlardır. Orman yangınları için de aynı şey, öncesinde ya da sonrasında orman içinde yaşayan insanlardan başlayarak, nasıl davranacakları konusunda iyi eğitilmiş ve bilgilendirilmiş olmaları gerekiyor. Bu yangınla birlikte yaşamayı becerebilen, uyumlu toplumların oluşturulması anlamını sağlar. Bu da yangının etkilerinin düşürülmesini sağlayacak etkenlerden bir tanesidir."